KONUT KİRASI-HAVALENİN SEHVEN KİRA BEDELİ OLARAK GÖSTERİLMESİ-DAVACININ KENDİ HESAPLARI ARASINDA PARA TRANSFERİ-HAVALELERİN GERÇEK BİR KİRA GÖRÜNÜMÜNDE OLMADIĞI-DAVACININ TAŞINMAZININ OLUP OLMADIĞININ ARAŞTIRILMASI GEREĞİ-KİRA BEDELİNİN VE KİRA İLİŞKİSİNİN TESPİTİNİN GEREKTİĞİ- TARHİYATIN HUKUKA AYKIRI OLDUĞU

                     T.C.

SAKARYA VERGİ MAHKEMESİ

 

ESAS: 2019/378

KARAR: 2020/54

 

 

 

DAVACI        : 

VEKİLİ          : AV. İBRAHİM ADIYAMAN

DAVALI        : SAKARYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI 

VEKİLİ          : 

 

DAVANIN ÖZETİ    : Davacı vekili tarafından, takdir komisyonu kararına istinaden davacı adına düzenlenen 27/05/2019 tarih ve 2019052713MZ60000002 sayılı vergi/ceza ihbarnamesi ile resen tarh edilen 2016/1-12 dönemine ilişkin vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin; dava konusu ihbarnamenin sebep ve konu yönlerinden sakat olduğu, davacının ne cezalı tarhiyat yapıldığı dönemde, ne öncesinde ne de sonrasında herhangi bir gayrimenkulün maliki olmadığı yada malik gibi tasarruf etmediği, vergiyi doğuran olayın vukuu bulmadığı, takdir komisyonunun araştırma yapmadan cezalı tarhiyat işlemini yaptığı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.   

 

SAVUNMANIN ÖZETİ       : Davacının 2016 yılında banka hesabına toplam 24.280,63 TL kira ödemesi yapıldığının GİB İntranet İş Yönetimi Vergi Dairesi Ekran Sorgulaması sonucunda tespit edildiği, 02/04/2019  tarihli KEYS-4660 sayılı servis notu ile .......... vergi kimlik numarasında gayrimenkul sermaye iradı yönünden mükellefiyet kaydı açıldığı, davacının 2016 takvim yılına ait kira gelirine ilişkin olarak yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmediğinden 02/04/2018 tarih ve 2018040206MYı0000001 sayılı Takdire Sevk Fişi ile Takdir Komisyonuna sevk edildiği, Takdir Komisyonu'nun 07/05/2019 tarih ve 1021 sayılı kararına istinaden düzenlenen ihbarnamelerin davacıya tebliğ edildiği, davacının kira geliri toplaması için herhangi bir gayrimenkule sahip olmasına gerek olmadığı, takdir komisyonunun gerekli tüm inceleme ve araştırmaları yaparak  karar verdiği ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.   

 

T Ü R K    M İ L L E T İ   A D I N A

 

Karar veren Sakarya Vergi Mahkemesi Hakimliği'nce dava dosyası incelenerek işin gereği düşünüldü:

Dava, takdir komisyonu kararına istinaden davacı adına düzenlenen 27/05/2019 tarih ve 2019052713MZ60000002 sayılı vergi/ceza ihbarnamesi ile resen tarh edilen 2016/1-12 dönemine ilişkin vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin iptali istemiyle açılmıştır. 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun Gayrimenkul sermaye iradının tarifi başlıklı 70. maddesinde, mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu, aynı kanunun 85. Maddesinde, mükelleflerin 2'nci maddede yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için Kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verecekleri, bu kanuna göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanmasının zorunlu olduğu hükümlerine yer verilmiştir.   

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu; 30. maddesinde, re'sen tarhın tanımı ve nedenlerine yer verilerek birinci fıkrasında vergi beyannamesinin kanuni süresi geçtiği halde verilmemesi hali, resen takdir nedenleri arasında sayılmıştır. 

Aynı Kanun'un 75. maddesinde, takdir komisyonlarının inceleme yetkisine haiz oldukları belirtilmiş, 134. madde de ise, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak tespit etmek ve sağlamak olduğu vurgulanmıştır.

Yukarıda belirtilen yasal düzenlemelerde re'sen vergi tarhıyla mükelleflerin varsa beyan dışı bıraktıkları gelirlerinin gerçeğe en yakın biçimde saptanması amaçlanmıştır. Bu nedenle re'sen vergi tarh edilirken beyan dışı bırakıldığı ileri sürülen kazanca ilişkin gerekli inceleme ve araştırmanın yapılması ve takdir edilen matrahın varsayım yoluyla değil, somut bilgi ve belgelerle ortaya konulması gerekmektedir.

Dava dosyasının incelenmesinden,   davalı idare tarafından, 2016 yılına ilişkin GİB İntranet İş Yönetimi Vergi Dairesi Ekran Sorgulamasından davacının banka hesabına konut kirası adı altında toplam 24.280,63-TL tutarında para transferi yapılmasına rağmen davacının elde ettiği bu kira gelirini beyan etmediğinin tespiti üzerine, 02/04/2019 tarihli KEYS-4660 sayılı servis notu ile ........ vergi kimlik numarasında gayrimenkul sermaye iradı yönünden mükellefiyet kaydı açıldığı, davacının 2016 takvim yılına ait kira gelirine ilişkin olarak yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmediğinden 02/04/2018 tarih ve 2018040206MYı0000001 sayılı Takdire Sevk Fişi ile Takdir Komisyonuna sevk edildiği, Takdir Komisyonu'nun 07/05/2019 tarih ve 1021 sayılı kararına istinaden düzenlenen ihbarnamelerin davacıya tebliğ edilmesi üzerine söz konusu cezalı tarhiyatın iptali istemiyle iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. 

Olayda, uyuşmazlığın çözümü davacı adına yapılan ödemelerin niteliğinin tespitine bağlıdır. Bu kapsamda Mahkememizin 14/01/2020 tarihli ara kararı ile tarhiyata dayanak takdir komisyonu kararında matrah takdirinde esas alınan bilgi ve belgelerle birlikte  davacının kira geliri aldığına ilişkin herhangi bir araştırma yapılıp yapılmadığı sorularak elde edilen tespitler istenmiştir. Davalı idarenin 27/01/2020 tarihinde Mahkememiz kaydına giren beyanında, 07/05/2019 tarih ve 1021 karar nolu Takdir Komisyonu Kararındaki matrah takdirinde davacı ...........'ın 2016 yılında banka hesaplarına toplam 24.280,63-TL kira ödemesi yapıldığı tespit edilmesi esas alındığı, kira ödemesi tutarı olan 24.280,63-TL'den %25 götürü gider düşülerek 18.210,00-TL matrah takdiri yapıldığı belirtilerek banka dökümü sunulmuştur. Mahkememizce UYAP üzerinden TAKBİS Mal Varlığı Sorgusu yapılarak davacının üzerine kayıtlı mal varlığına ulaşılamamıştır. 

Bu durumda, davacının kira geliri elde ettiğine ilişkin tespitin sadece banka kayıtlarında mevcut para transferlerinden hareketle yapıldığı, davacının ihtilaflı dönemde taşınmazı bulunup bulunmadığı, hangi taşınmazı kiraya verdiği, kira bedelinin ne olduğu, dönem içinde ne kadar süre kira ilişkisinin devam ettiği, ne kadar gelir elde ettiği, elde ettiği gelirin istisna sınırı altında kalıp kalmadığı hususlarının hukuken bağlayıcı ve somut tespitlerle ortaya konulmadığı, öte yandan davacının davalı idareye yaptığı itiraz dilekçesinde Ziraat Bankasındaki hesabından Halk Bankasındaki hesabına havale yaparken kira geliri yada konut kirası olarak seçili olduğundan ve değiştirmeden internet bankacılığı üzerinden yaptığının belirtildiği, takdirin dayanağı para transferleri incelendiğinde ise miktarların bazılarının 4,00 TL, 87,80 TL, 100,00 TL gibi ufak ve birbirini tutmayan meblağların olduğu, gerçek bir kira geliri görünümünde olmadığı anlaşıldığından ve davacının bahse konu beyanı ile de örtüştüğünden, yeterli inceleme yapılmadan varsayıma dayalı olarak alınan takdir komisyonu kararına dayanılarak yapılan dava konusu vergi ziyaı cezalı gelir vergisi tarhiyatında hukuka uyarlık görülmemektedir.      

Açıklanan nedenlerle, dava konusu cezalı tarhiyatın iptaline, aşağıda dökümü yapılan 140,20-TL  yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı lehine hükmedilen  1.890,00-TL avukatlık ücretinin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, artan posta giderinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usûlü Kanunu'nun 31. maddesi ile atıf yapılan Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 333. maddesi uyarınca talep edilmesi halinde derhal, talep edilmemesi halinde ise kararın kesinleşmesinden sonra re'sen yatıran tarafa iadesine, 2577 sayılı Kanun'un 45/1. maddesi uyarınca istinaf yolu kapalı  ve kesin olmak üzere,  31/01/2020 tarihinde  karar verildi.

 

 

                                                                                                          

 

 

NOT: KARAR TARAFLARCA İSTİNAF EDİLMEKSİZİN KESİNLEŞMİŞTİR.

 

 

 

Diğer Kararlar